Rekabet, Kazanan, Kaybeden, Oyun ve Gelişim Üzerine
16.04.2021
Oyunun doğasında rekabet ve sonunda da her zaman bir kazanan ve kaybeden vardır. Başka türlüsü eşyanın tabiatına aykırıdır. Varoluşa aykırıdır. Oyunun sonunda bir kazanan ve bir kaybedenolduğu için oyuna karşı olmak, varoluşa karşı olmaktır. Önemli olan ne kazanmanın ne de kaybetmenin, dünyanın sonu olmadığını fark edebilmektir. Çünkü kazananın, kazandığı için kendini dünyanın hakimi olmuş gibi hissetmesi de, kaybedenin ise, dünyanın sonu gelmiş gibi hissetmesi de sadece ego ile ilgili bir konudur.
Rekabetin, oyunun ve dolayısı ile kazanmanın veya kaybetmenin tek bir amacı vardır. Gelişmek. Çünkü tüm oyuncular,kazanan da kaybeden de, oyuna başlamadan önceki hallerine göre, oyunun sonunda artık daha gelişmiş durumdadır. Burada en büyük ve en geliştiren rekabetin, bireyin kendisi ile giriştiği rekabet olacağını da vurgulamalıyım.
Bu yüzden, bahsettiğim bu bilince varılabilmesi için daha çok oyun ve drama çalışmalarının yapılması gerekiyor ve bu çalışmaların temalarında; paylaşmanın, yardımlaşmanın, sevginin ve saygının ön plana çıkarılması gerekiyor. Birliktelik, birlikte bir iş başarma, takım ruhu da önemli. Ama herşeyin başında, katıldığımız yarışma her ne ise, (en büyük ölçekte buna yaşam da diyebiliriz) kazansak da kaybetsek de önemli olan yarışmış olmanın bilincine varmak. Çünkü önemli olan oynamak ve sadece bu sayede gelişebilecek olmamız.
Yakalamaca oyunu (yakalambaç da derdik) çocukların en keyif aldığı oyunlardan biri. Bu oyunda da, yakalayan kazanan, yakalanan kaybeden ama her çocuk, bu oyundan keyif alıyor. Bu durum tüm oyunlar için geçerli olmalı. Bu bilinci aşılamalıyız.
Çocuklarımızı bu anlayışla, bencil ve kırıcı yetişkin bireyler olmalarına engel olacak ve kendi egolarına yenilmeyecek şekilde yetiştirmek bizim sorumluluğumuzdadır.